
Kaygı Bozukluğu ile Baş Etme Yolları
Haziran 17, 2025İçerikler
🌿 Psikoterapi Sadece Konuşmak mı?
Psikoterapi sürecine girmeden önce değinmemiz gereken bir konu var o da psikoterapi. Psikoterapi, günlük yaşamda “konuşarak rahatlama” gibi basite indirgenebiliyor. Oysa aslında terapötik süreç, bilimsel araştırmalara dayanan yapılandırılmış bir iyileşme yöntemidir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), psikoterapiyi “psikolojik temelli sorunların profesyonel müdahalelerle ele alındığı yapılandırılmış bir tedavi modeli” olarak tanımlar. Depresyon, kaygı bozuklukları, travma sonrası stres bozukluğu, ilişki sorunları, kimlik arayışları, özgüven problemleri gibi birçok alanda etkilidir. Ancak bu sürecin etkili olabilmesi için bazı temel faktörlerin bir arada bulunması gerekir.
🧠 1. Terapötik İlişki: Güven ve Bağ Kurmanın Dönüştürücü Gücü
Bir terapi sürecinin başarılı olmasının en güçlü belirleyicilerinden biri, terapötik ilişkidir. Bu, danışan ile terapist arasında kurulan güven, empati ve anlayış temelli profesyonel bağdır. Araştırmalar, iyi bir terapötik ilişkinin iyileşme üzerinde doğrudan etkili olduğunu göstermektedir. Hatta bazı çalışmalarda kullanılan terapi tekniğinden bağımsız olarak terapötik ilişkinin kalitesinin, terapinin sonuçlarıyla güçlü korelasyon içinde olduğu bulunmuştur (Norcross & Wampold, 2011).
Bu bağlamda terapistin sadece bilgi sahibi olması yeterli değildir; aynı zamanda danışanı yargılamadan dinleyebilen, onun hızına saygı duyan ve duygusal anlamda güven verebilen biri olması gerekir. Danışanın terapistle kurduğu bağ ne kadar derin ve sağlıklı olursa, duygularını ifade etme ve travmalarını anlamlandırma süreci de o kadar kolaylaşır.
💬 2. Danışan Motivasyonu: Değişim Arzusu Sürecin Yakıtıdır
Danışan motivasyonu, terapi sürecinin aktif ve verimli geçmesi için temel koşullardan biridir. Birçok kişi terapiye başvururken içinde değişim isteği olsa da, bu istek çoğu zaman korkular, belirsizlikler ve geçmişten gelen dirençlerle gölgelenmiş olabilir. Özellikle ilk seanslarda bu motivasyon düşük görünebilir. Ancak sürece güven duyulmaya başlandıkça, kişi kendi içindeki potansiyele yaklaşır.
Motivasyon sadece “iyileşmek istemek” değildir; aynı zamanda geçmiş deneyimlerle yüzleşmeye, bazı davranış kalıplarını sorgulamaya ve duygusal olarak kırılgan bir alanda bulunmaya hazır olmak anlamına gelir. Terapistin bu motivasyonu beslemesi, danışanı cesaretlendirmesi ve küçük başarıları fark ettirmesi, değişimin devamlılığı için kritik bir rol oynar.
🧭 3. Terapi Yaklaşımı ve Yöntemin Uygunluğu
Her danışan farklı bir geçmiş, farklı bir kişilik yapısı ve farklı bir ihtiyaç profili ile terapiye gelir. Bu nedenle tek bir terapi yöntemi herkese uygun olmayabilir. Örneğin:
- Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Kaygı bozuklukları ve depresyon gibi durumlarda düşünce-duygu-davranış döngüsünü ele alarak etkilidir.
- Psikodinamik Terapi: Geçmiş deneyimlerin bugünkü davranışlara etkisini anlamaya odaklanır.
- EMDR: Özellikle travma sonrası stres bozukluğunda etkili bir yöntemdir.
- Şema Terapi: Kişilik örüntülerini ve erken dönem yaşantılarını çalışarak köklü değişim sağlar.
Terapistin danışanı doğru değerlendirmesi, bu yöntemlerden hangisinin veya hangilerinin en uygun olduğunu belirlemesi gerekir. Uygun tekniklerle yürütülen bir psikoterapi süreci, sadece semptomların azalmasını değil; kişinin kendini daha iyi tanımasını, sınırlarını keşfetmesini ve daha sağlıklı ilişkiler kurmasını da sağlar.
📉 4. Süreklilik ve Sabır: İyileşme Zaman Alır
Psikoterapi mucizevi bir çözüm sunmaz. İyileşme, zamanla şekillenen ve bireyin aktif katılımıyla gelişen bir süreçtir. İlk seanslardan itibaren bazı farkındalıklar yaşanabilir; ancak kalıcı ve köklü değişimler için süreklilik esastır. Haftada bir yapılan düzenli görüşmeler, danışanın iç dünyasına güvenli bir alan açar ve dönüşümün tutarlı şekilde ilerlemesini sağlar.
Bazen terapiye ara vermek ya da bırakmak istenebilir. Bu noktada seanslar sırasında yaşanan duyguların da terapist ile paylaşılması önemlidir. Bu tür dirençler dahi, sürecin doğal bir parçasıdır ve üzerinde birlikte çalışılması, yeni içgörülere ulaşılmasını sağlar.
🏛️ 5. Mida Psikoloji Olarak Nasıl Çalışıyoruz?
Mida Psikoloji ve Danışmanlık Merkezi olarak, danışanlarımızın terapi sürecine güvenle başlamasını ve sürdürebilmesini önemsiyoruz. Her bireyin hikâyesine özel bir bakış açısıyla yaklaşıyoruz. İlk görüşmelerde ayrıntılı değerlendirmeler yaparak kişinin ihtiyaçlarına en uygun terapi modelini öneriyoruz. Alanında deneyimli terapistlerimiz, terapötik ilişkiyi güçlendirecek etik ve bilimsel bir zeminde çalışmaktadır.
Ayrıca süreci danışanla birlikte yapılandırıyor, düzenli geri bildirimler ile ilerlemeyi birlikte değerlendiriyoruz. Online terapi imkânlarımız sayesinde dileyen danışanlarımız, sürece kendi alanlarından da katılabiliyor.
🔗 Bireysel terapi hizmetimiz hakkında daha fazla bilgi alın.

📌 Son Söz: Psikoterapi Herkes İçin Mümkün ve Etkilidir
Terapiden verim almak, sadece ne anlattığınızla değil, nasıl bir ortamda ve nasıl bir bağ içinde olduğunuzla ilgilidir. Terapist ile kurulan ilişki, danışanın sürece katılımı ve kullanılan yöntemin uygunluğu; tüm bu bileşenler bir araya geldiğinde, iyileşme hem mümkündür hem de sürdürülebilir olur.
Unutmayın, değişim zaman ister. Ancak atılan her küçük adım, içsel iyileşmenin güçlü bir işaretidir.





